Denetimde Makul Güvence Vermek

Denetim faaliyetleri, gerçekleştirilen denetimin türüne göre kurum ve kuruluşların faaliyetlerinin mevzuata, standartlara, iç politikalara ve prosedürlere gibi pek çok alanda uygunluğunu değerlendirme sürecidir.

Bu sürecin nihai amacı ise ilgili paydaşlara güvenilir bilgi sunmaktır. Fakat denetimde sağlanan güven, kamuoyunda sıkça yanlış anlaşılmaktadır çünkü denetimler mutlak güvence vermez, “makul güvence” verir.

Makul güvence, bir denetçinin uygun prosedürleri gerçekleştirdikten sonra, önemli yanlışlık veya uygunsuzlukların bulunmadığına dair mesleki kanaate ulaşmasını sağlayacak, yeterli ve uygun denetim kanıta ulaşmasıdır.

12 Haziran 2006 tarihli ve 26195 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Tebliğ (Seri: X, No:22)’nin Birinci Kısım 6. maddesine göre makul güvence “Bir bütün olarak denetim konusunun nitelik ve nicelik bakımından önemli bir yanlış içermediğine dair bir sonuca varmada yeterli ve uygun denetim kanıtının toplanması.” olarak tanımlanmıştır.

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) ise “makul güvence” için Türkiye Denetim Standardı 200 (BDS 200)’de “Finansal tabloların denetimi çerçevesinde, yüksek ancak mutlak olmayan güvence seviyesidir.” ifadesini kullanmıştır.

Ancak, denetimin doğası gereği bazı kaçınılmaz sınırlamalar söz konusudur. Bu sınırlamalar, bağımsız denetçinin neden her zaman makul bir güvence sunduğunun gerekçeleridir.

  • Örnekleme yönteminin kullanılması: Denetim, tüm işlemleri kapsamlı biçimde incelemek yerine, istatistiki veya risk temelli örnekleme yoluyla yürütülür. Fakat bu durum, bazı hataların gözden kaçma olasılığını beraberinde getirebilir.
  • İç kontrol sistemlerinin doğal sınırlılıkları: Yönetim, mevcut kontrolleri devre dışı bırakabilir ya da muvazaalı işlemler gerçekleştirebilir. Bunun gibi zayıflıklar, denetim bulgularının güvenilirliğini sınırlayabilir.
  • Mesleki kanaatin zorunlu kullanımı: Özellikle değerleme gibi alanlarda denetçi, profesyonel muhakemesine dayanarak karar vermek zorundadır. Bu kararlar ise sübjektif unsurlar içerdiğinden değişkenlik gösterebilir.
  • Denetim kanıtlarının ikna edici nitelikte olması: Denetim sürecinde elde edilen kanıtların büyük bölümü kesinlik değil, makul derecede ikna edicilik taşır. Bu da mutlak doğruluğu garanti edemeyebilir.
  • Karmaşık ve örtük işlemler: Özellikle ilişkili taraf işlemleri gibi karmaşık yapıdaki işlemler, denetçinin güvenilir ve yeterli kanıta ulaşmasını zorlaştırabilir.

(Sermaye Piyasası Kurulu, 2006, md. 6/2–3)

Kaynaklar

Sermaye Piyasası Kurulu. (2006). Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Tebliğ (Seri: X, No:22). T.C. Resmî Gazete, Sayı: 26195. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/06/20060612M1-1.htm

Demir, M., & Arslan, Ö. (2019). BAĞIMSIZ DENETİM STANDARTLARI AÇISINDAN HİLEYE KARŞI DENETÇİNİN VE TARAFLARIN SORUMLULUKLARININ BAĞIMSIZ DENETÇİLER YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ: TÜRKİYE’DEKİ BAĞIMSIZ DENETÇİLERE YÖNELİK BİR ANKET ÇALIŞMASI. Muhasebe Ve Denetime Bakış, 19(57), 61-82.

Erdoğan, S. (2015). BAĞIMSIZ DENETİM MESLEĞİNİN DOĞAL SINIRLAMALARI. Sosyal Bilimler Metinleri, 2015(2), 1-11.

Aydoğan, G., & Ertugay, E. (2024). Güvence Denetimi ve Hukuki Altyapısı. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 79(2), 223-250. https://doi.org/10.33630/ausbf.1395488

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu. (2017). Türkiye Denetim Standartları Tebliği No: 55 – Bağımsız Denetçinin Genel Amaçları ve Bağımsız Denetimin Bağımsız Denetim Standartlarına Uygun Olarak Yürütülmesi Hakkında Bağımsız Denetim Standardı 200. T.C. Resmî Gazete, Sayı: 30263. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/12/20171207-10.htm

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir